Toplumda zaman zaman karşılaşılan ve gerek sosyal medyada, gerekse de geleneksel basında büyük yankı uyandıran şiddet olayları, ne yazık ki bir kez daha gündemde. Son günlerde yaşanan bir olay, gençlerin maruz kaldığı şiddetin boyutunu gözler önüne serdi. "Abinin selamı var" diyerek bir grup genci hedef alan saldırganlar, korkunç bir şekilde genci etek giydirip darp etti. Olay, yalnızca bir şiddet eylemi olmanın ötesinde, toplumsal dinamiklerin ve cinsiyet normlarının sorgulanmasına sebep oldu.
Güvenlik kameralarına yansıyan görüntüler, olayın ne denli korkunç olduğunu ortaya koyuyor. Gençlerin, sokakta yürüdükleri esnada bir grup saldırgan tarafından aniden çevrelenmesi ve darp edilmesi, pek çok kişi tarafından sosyal medyada hızla paylaşılmaya başlandı. "Abinin selamı var" şeklindeki cümle, saldırganların gençlere yönelik bir şiddet eylemi başlatmak için kullandığı bir bahane olurken, gençlerin sadece kendi haklarını savunmaya çalıştığı görüldü. Bu tür olayların sık sık yaşanıyor olması, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin hâlâ devam etmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Olayın detayları incelendiğinde, şiddetin yalnızca fiziksel bir eylem olmaktan öte, toplumsal cinsiyet normları ve erkek egemen zihniyet ile de bağlantılı olduğu görülüyor. Etek giydirmek gibi alaycı bir saldırı, cinsiyet kimliğini hedef alarak, güç ilişkilerini ve şiddeti normalize eden bir yaklaşıma işaret ediyor. Bu durum, gençlere yönelik bir sindirme aracına dönüşmekte. Brezilya'da bir yürüyüşçü tarafından kaydedilen görüntüler, insanların sokaklarda kendilerini nasıl savunacaklarını bilmeleri gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Bu tür olaylar, sadece kurbanların hayatını değil, aynı zamanda şiddet uygulayanların ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor.
Sonuç olarak, "Abinin selamı var" diyerek başlayan bu korkunç olay, gençlerin yaşadığı şiddet sorununu bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Toplumun her kesiminin bu tür davranışlara karşı duyarlılığı artırması ve cinsiyet eşitliği konusunda eğitimlerin yaygınlaşması gerektiği aşikâr. Toplumun, şiddet ve ayrımcılık politikasını sorgulayıp, birleşik bir mücadele vermesi adına daha fazla adım atması gerekiyor. Ancak böylece, geleceğin daha güvenli ve eşit bir yere dönüşebileceği umudu yeşerebilir.