Geleneksel zanaatların modern yaşamda kaybolmaya mahkum olduğu bir dönemde, 75 yaşındaki Durmuş Dede, mesleğini özveriyle sürdürerek genç nesillere ilham vermeye devam ediyor. Durmuş Dede, hayatının önemli bir bölümünü adadığı ahşap oymacılığı ve el işçiliği ile adeta zamana meydan okuyor. Zanaatındaki ustalığı ve bilgi birikimi, yerel halk arasında saygınlık kazanmış bir figür olmasını sağlıyor. Bu yazımızda, Durmuş Dede’nin hayat hikayesini, zanaatına olan tutkusunu ve gençlere olan katkılarını detaylı bir şekilde ele alacağız.
Durmuş Dede, çocukluk yıllarından itibaren zanaatla iç içe bir hayat sürdürdü. Ailesinin geleneksel el sanatlarını devam ettirmesi, onun da bu alana duyduğu ilgiyi artırdı. İlk ahşap oyma deneyimini 10 yaşında yaşayan Durmuş Dede, büyük babasının atölyesinde geçirdiği zamanlarda işe olan sevgisini keşfetti. Zamanla bu yeteneklerini geliştirerek, yalnızca ailesinin değil, çevresindekilerin de hayranlıkla izlediği bir ustaya dönüştü. "Ahşap, ruhunu taşıdığı bir malzemedir. Onu işleyerek can veriyorsunuz," diyen Durmuş Dede, zanaatının sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir tutku olduğunun altını çiziyor.
Yanında yetişen ustaların ve zanaatçıların, zanaatın inceliklerini aktararak bugünlere gelmesini sağlayan Durmuş Dede, bu konuda büyük bir sorumluluk taşıdığını düşünüyor. Yılmadan çalışarak genç zanaatçılara ilham vermek için her fırsatı değerlendiriyor. "Benimle birlikte çalışan gençler, bu mesleği öğrenmek için büyük bir istekle geliyorlar. Onlara elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum," diyerek bilgi ve becerilerini gelecek nesillere aktarmanın önemine dikkat çekiyor.
Günümüzde birçok geleneksel zanaat dalı modern yaşamın getirdiği zorluklarla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun bilincinde olan Durmuş Dede, gençlerin bu mesleği sahiplenmesi için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Yerel okullarla iş birliği yaparak, öğrencilere ahşap oymacılığı atölyeleri açıyor. "Çocukların el becerilerini geliştirmeleri ve geleneksel zanaatlarla tanışmaları çok önemli. Bu tür etkinlikler, hem benim için bir sorumluluk hem de bir mutluluk kaynağı," diyor.
Durmuş Dede, sosyal medya üzerinden de gençlerle etkileşimde bulunuyor. Kendi oluşturduğu YouTube kanalında zanaat yaparken çektiği videoları paylaşarak büyük bir kitleye ulaşıyor. Böylece hem kendi ustalığını sergiliyor hem de ilgi duyan gençlere yol gösteriyor. Ayrıca, bu platform sayesinde daha geniş kitlelere zanaatın değerini anlatmak için bir araç sağlıyor. "Altyapısı olmayan bir zanaat düşünemiyorum. Her zanaat, kendine özgü bir cennet sunar," diyerek zanaatın önemine vurgu yapıyor.
Durmuş Dede’nin hayatı, yalnızca bir zanaatkârın değil, aynı zamanda bir mentorun ve topluluk liderinin de hikayesidir. Zanaatının inceliklerini öğrenmek için ona gelen gençler, sadece becerileri değil, aynı zamanda kültürel mirasın da bir parçası olmayı öğreniyor. Bu bağlamda, zanaatin sadece bir iş olmaktan öte, bir yaşam tarzı olduğuna dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, Durmuş Dede gibi zanaatkârlar, geleneksel el sanatlarının yaşaması için büyük bir rol oynuyorlar. Onların bilgisi, tecrübesi ve tutkusu, genç nesillerin geleceğini şekillendirmekte önemli bir etken. Bu anlamda, Durmuş Dede, sadece bir usta değil, aynı zamanda zanaatin parlayan yıldızı olup, geleceği inşa eden bireylerin yetişmesine katkıda bulunuyor. “Zanaat, yaşadığımız dünyayı daha güzel kılmanın bir yoludur,” sözleriyle zamana meydan okuyan bir mirası yaşatmaya devam ediyor. İşte bu yüzden Durmuş Dede, sadece bir mesleğin değil, bir kültürün de son ustası olarak karşımızda duruyor.